12 Ekim 2019 Cumartesi

Diziler hakkında öfke anında yazdıklarım

Ben "x" i seviyorum ne demektir ya. Herhangi bir ortamda karşı argüman olarak neden  kullanılır ki? Son zamanlarda ucuz dizi izleyicilerinde tespit ettiğim bir izlenim bu. Ucuz diziden kastım hepinizin çok sevdiği Behzat Ç. , Leyla ile Mecnun, Black Mirror, The Big Bang Theory, Friends, Himym gibi diziler. Nerede bu dizilere dair görüşlerimi söylesem ben seviyorum, çerezlik dizi, izleniyo abi ya tarzı laflar duyuyorum ve bunu sanki benim argümanlarıma denk bir cevapmış gibi söylemeye cüret ediyorlar. Behzat Ç. ve Leyla ile Mecnun izleyicileri gibi kendisine aydın, entellektüel konum biçmiş olanlar var bir de bunların arasında. Bunları izlemek için çok uğraştım sevenlerinin içinde saygı duyduğum insanlar da vardı çünkü. Ama gelin görün ki ne zaman bu diziyi güzel yapan şey ne diye sorsam kem küm ediliyor. Neden acaba? Böyle bir durum varsa ya tüketilen şey çok komplekstir ve anlatmakta güçlük çekmektesinizdir ya da ortada anlatılacak hiçbir şey yoktur. Dikotomi yapıyor olabilirim ama eleştirdiğim kitlenin dikotomimi kıracak üçüncü olasılığı ortaya koyabileceğini sanmadığımdan devam ediyorum. Behzat Ç. . Dizide anlatılan varoşun ne kadar yapay olduğunu farkedemen varoş sevdalılarının, feminist olmasına rağmen maskülen, sert erkek tipine hallenenlerin dizisi. Leyla ile Mecnun. bu dizinin absürt komedisinin Simpsons ve özellikle de Futuramadan çakma olduğunu anlayamayacak insanlar bu diziyi kutsalları yapmış. Futuramadan aldığı tiplemeler ve mizah tarzı o kadar kötü taklit ki uyarlama bile denmez. Ayrıca hitap ettikleri kitle için basitleştirilmiş bir mizah yapmalarını nasıl kimse farketmiyor anlamıyorum. Onur Ünlü yaptığı açıklamada bile biz o diziyi başka filmleri çekebilmek için para kazanma aracı olarak kullandık dedi. Çok sevdiğiniz eseri yaratan adam diyor bunu. Popülizm eleştirisi yapmıyorum zira popülist diye eleştirmek halk düşmanlığından başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Eleştirimin temelinde halkın içindeki lümpenlikleri ifşa etmek yatıyor.

Black Mirror ve The Big Bang Theory izleyicilerine ne demeli peki. Hayatında hiç bilim kurgu okumamış, geek kültüre dair hiç bir fikir sahibi olmayan insanlar kalkmış "Abi, çok iyi bilimkurgu, izleyince zihnim açılıyor, distopya olum ya kesin izle" diyor. Her bölümü ayrı bir bilimkurgu şaheserinin piç edilmesiyle oluşturulmuş, ilk iki bölümü dışında orjinal bölümü olmayan, kaldı ki o ilk bölümü de netflix satın almadan önce bağımsız bir kısa filmci çektiği için orjinal olan çöp yığını. TBBT denilen aptal eğlendiren dizi ise dünya üzerinde en yaratıcı içerikleri üreten ve tüketen geek kültürünü aşağılamak üzerinden mizah inşa etmiş. Tebrikler, çok büyük tespit yaptınız. Hayatını bilime adayan, estetik algıları gelişmiş olup bu sebeple manga ve çizgiroman gibi türlere ilgi duyan, zamanını okumakla geçiren insanların sosyal olarak gelişmemiş olduğunu tespit ettiniz. Ne zekice tespit yahu bu zekanızı on küsür sezon aynı espriyi yaparak geçiren bir diziyi izlememekte de kullansanız keşke. Ya da  o dizilerin siz de o hisleri yaratmasının yapımcı tarafından planlandığını kavrasanız ne çok şey değişirdi hayatınızda, en çok da benim hayatımda. Aptal yorumları duymaktan ve onlara uyum sağlamak için aptal gibi yorumlar yapmaktan öyle bıktım ki.

Bir de himym ve friends yobazları var. Bu dizileri ben de lisedeyken izlemiştim ve sevdim de. Hala bazı sahnelerine gülerim ama savunmak neden ya, mizaha dair kendinize başka şeyler katmadınız mı, on yılda kendinize kriterleriniz hiç mi yükselmedi, Dizilerin sağladığı görsel imkanları hesaba katınca yüzlerce farklı şekilde espri yapılabileceğini öğrenemediniz mi? Mizahtan değil de oradaki arkadaşlık hissinden dolayı çok samimi ortam yaa diyip mi izliyorsunuz? Gerçek dünyada böyle arkadaşlıklar yok! Gerçek dünyada insanlar kendilerine benzeyeni sever. Benzemeyeni değiştirip öyle arkadaşlıklarımızı sürdürmek isteriz. Kendimizden farklı insanlara ise ancak tahammül ederiz. Hepimiz böyleyiz. Arzuladığımız dünya ile içinde bulunduğumuz dünya arasında çok ciddi farklar var. İkisi de aynıymış sanmak ve bize ikisini aynıymış gibi sunan içerikler tüketmek bizim elimizde. Bu tüketim toplumunda dizileri veya herhangi bir tüketim nesnesi konu olunca boşvermişliğe kapılmakla aptallaşıyoruz. Aristoteles "sürekli yaptığın şey ne ise sen de o'sundur" der. Yani neyi tüketiyorsanız o'sunuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder